Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerinde Niteliği Geliştirme” başlığıyla düzenlenen “Türkiye İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri Dekanlar Konseyi (TİDKONSEY) İstişare Toplantısı”na katıldı.
“Batı ürettiği bilgiyi toprakları istila etme aracı olarak kullanıyor”
Diyanet Akademisi Başkanlığı Konferans Salonu’nda yapılan toplantıda konuşan Başkan Erbaş, günümüzde Batı merkezli üretilen bilgilerin, varlık, insan ve yaratıcı tasavvurunda ciddi çelişkiler oluşturduğuna dikkati çekti.
Bilginin, zihinleri işgal etme, toplumları ifsat etme ve toprakları istila etme aracı haline getirildiğine işaret eden Başkan Erbaş, “Gelinen noktada insanlığın huzuru, birlikte yaşama ideali ve geleceği ciddi bir tehditle karşı karşıyadır. Varlığın mana boyutunu yok sayan veya ihmal eden bir anlayışın ürettiği bilginin, insanlığın huzur ve güvenliğini temin etmesi elbette mümkün değildir. Nitekim böyle bir anlayışın egemen olduğu son birkaç asırdır insanlık, siyasi, iktisadi ve ahlaki alanda ciddi krizler yaşamaktadır. Bugün Filistin, Gazze ve Kudüs’te yaşananlar, bunun en somut göstergesidir.” diye konuştu.
“Gazze, terör örgütünün akıl almaz vahşetine sahne oluyor”
İsrail’in Gazze’deki masum halka yönelik yaptığı katliamlarına değinen Başkan Erbaş, şunları söyledi:
“İki ayı aşkın bir süredir Gazze dünyanın gözü önünde kendini dünyanın efendisi zanneden zalim bir terör örgütünün akıl almaz vahşetine sahne olmaktadır. İşgalcilerin Filistin’de uyguladıkları vahşetin ardında, teolojik saplantılar ve kavramsal yanılgılar vardır. Tahrif edilmiş bir inanç, sapkın bir anlayış ve kirli bir siyaset vardır. Kendilerini seçilmiş addeden, yeryüzünü özel mülkleri gören, kendilerine vadedildiğini zannettikleri bir coğrafyada cennet hayali kuran Siyonist bir terör örgütü, menfur emellerine ulaşmak için kadın, çocuk, yaşlı, hasta demeden binlerce masumu vahşice öldürmeyi meziyet addetmektedir.
Sadece Siyonist Yahudiler değil, son zamanlarda her vesileyle ifade ettiğim Siyonist Yahudileri maşa gibi kullanan Siyonist Hristiyanların varlığını da göz ardı etmemeliyiz. Artık Hristiyanlık içerisinde de bir Siyonizm hareketi başlamış, özellikle Evanjelik tarikatın yeryüzünü kaosa dönüştürmek, savaşlar çıkarıp, terör örgütlerini destekleyip adeta Tanrı’yı kıyamete zorlama inancı doğrultusunda hareket ederek, böyle bir terör faaliyetini desteklediklerini görüyoruz. Millet olarak bunun bilincinde olmak zorundayız millet olarak. Bu durum, uluslararası hukuk ve ahlak adına hiçbir kural tanımayan Siyonistlerin insanlık için nasıl bir musibete dönüştüğünü gösteriyor.”
“Müslümanlar planlı ve kapsamlı politikalar geliştiremediği sürece İsrail sorunu çözüme kavuşmayacak”
Başkan Erbaş, Gazze’de yaşananların Müslümanların birlik, beraberlik içinde hareket edememesinden de kaynaklandığını belirterek, “İslam dünyası müşterek hareket etme kabiliyetinden yoksun olmasa zalim İsrail bu kadar rahat hareket edebilir miydi? Bu gerçek gösteriyor ki Müslümanlar planlı ve kapsamlı politikalar geliştiremediği sürece İsrail sorunu çözüme kavuşmayacaktır. Filistin’deki işgali sonlandırma noktasında en önemli eylem, Müslüman ülke ve toplumların hep beraber diplomatik, ekonomik ve siyasi alanlarda zalimleri ve destekçilerini durduracak bir yaptırımı gündeme getirmeleridir.” ifadelerini kullandı.
“Batı savunduğunu iddia ettiği bütün değerleri ayaklar altına aldı”
Başkan Erbaş, “Küresel güçlerin Gazze’de sergiledikleri tavır, yalan, ikiyüzlülük ve çifte standart üzerine kurulmuş bir imparatorluğun çöküşünü göstermektedir. Onların insanlığa huzur, barış ve refah getirme iddiasıyla ortaya koydukları bütün ideolojiler ve politikalar inandırıcılığını kaybetmiştir. Savunduğunu iddia ettiği bütün değerleri ayaklar altına alan Batı, artık iflas etmiştir.” şeklinde konuştu.
Batı halklarının da dünyanın daha adil ve herkes için yaşanabilir bir yer haline gelmesini istediklerine işaret eden Başkan Erbaş, dünyanın içinde bulunduğu sıkıntıları aşması hususunda bunun önemli bir fırsat olduğunu söyledi.
Dünyada yaşanan sıkıntıların iyi analiz edilmesi gerektiğini dile getiren Başkan Erbaş, “Bu analizin sadece İslam coğrafyası için değil, küresel emperyalist bir mafya tarafından kuşatılmış bütün dünyanın kurtuluşu için adalet, merhamet, hak, hukuk çerçevesinde güçlü bir gelecek perspektifi ortaya konulması önem arz etmektedir.” ifadesini kullandı.
“Fakültelerimiz, ümmet ve Kudüs bilinci güçlü, şuurlu bir nesil yetiştirmeli”
Başkan Erbaş, ilahiyat ve islami ilimler fakültelerinin, yaşadığı çağın farkında olan, yeni bir dünya ve gelecek inşa etme ideali kuşanan kararlı bir neslin yetiştirilmesine öncülük etmesi gerektiğinin altını çizerek, “Fakültelerimiz, Allah ve ahiret tasavvuru sağlam, ümmet ve Kudüs bilinci güçlü, şuurlu bir neslin yetiştirilmesine rehberlik etmek mecburiyetindedir. Sunduğumuz din eğitimi, bireysel dindarlık kadar toplumsal duyarlılık ve küresel farkındalık da inşa etmelidir. Aksi halde yaşadığı dünyaya kayıtsız, çağına duyarsız, olan bitenden habersiz nesiller, küresel müdahaleler karşısında savunmasız kalacaktır.“ açıklamalarında bulundu.
İlahiyat ve islami ilimler fakültelerinde üretilecek bilginin hayata taşınması hususunda Diyanet İşleri Başkanlığı varlığının büyük imkan olduğunu söyleyen Başkan Erbaş, Başkanlığın dünyanın her yerinde ve hayatın her alanında din hizmeti sunan bir teşkilat olduğunu dile getirdi.
İki gün sürecek olan istişare toplantısına, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı, Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Huriye Martı, Doç. Dr. Burhan İşliyen, Prof. Dr. İbrahim Hilmi Karslı, Kadir Dinç ile üst düzey yöneticileri, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Üyeleri, üniversite rektörleri, ilahiyat ve İslami ilimler fakültelerinin dekanları katıldı.